Bosna'dan gelip Yenibosna'ya arkadaşın yanına misafir olarak yerleştim. Yaklaşık 16-17 gün İstanbul'daydım, ilk günlerimde ramazan ayına girmemiştik, çok sıcak değildi güzeldi...
Ramazan ayına girdik, birkaç gün sonra Almanya'dan kuzenim geldi, sağda solda iftar yapıyorduk arkadaşlarla beraberdik...
Üsküdar, Fatih, Yenibosna, Yeni kapı arasındaydık genel olarak...
Kişisel gözlemim sonucu vardığım sonuç şudur;
Batıda öğreneceğimiz hiçbir bok yok artık. bilimini de aldık ahlâkını da. Yeni kapı yolu üstünde kendini pazarlayan fahişelerin ve kendini pazarlamayan fahişe görünümlülerin içiçe geçtiği yerlerden geçtik.
Mübarek ramazan ayında bile çay ocakları, restaurantlar, meyhaneler açık. Eskiden örtü çekilirdi camlara, camlar gazete sayfalarıyla kaplanırdı saygı vardı eskiden, eski Türkiye'den bahsediyorum...
Kimsemin kimseye saygısı falan yok, eski ramazanlar mı?
Onu anlatmak benim haddim değil yaşı 40'ı görenler konuşsun.
İstanbul'daysanız hep hesap peşindesiniz ve fiyakalı olmak zorundasınız, fiyakalı değilseniz insan yerine bile konulmuyorsunuz. Böyle durumlarda insan nefsine yenik düşüp şeytanla dost oluyor ve hırsızlık, tecavüz..
Anadolu'nun kasabalarında yediğiniz ekmek arası döner 4-5 TL fakat İstanbul'da 8 TL bayılmak zorundasınız aynı dönere...
Ramazandan önce yediğimiz yemek 12 lirayken Ramazan ayına özel geçirme tarifesiyle birlikte aynı yemek 25 liraya çıkabilir yanında hurma hediyeli.
Her yerde dilenen Suriyeliler olan vicdanımızı da törpüledi artık gözümüzün önünde açlıktan ölmeyi geçtim durduk yere bütün bedenleri paramparça olsa dönüp kimsenin bakmaya merhameti bile yok gibi...
Metroda, metrobüste, otobüste insanlar köşe kapmaca oynuyorlar, çok afedersiniz ama götgöte seyahat ediyoruz. Bu manyaklıktan şikayetçi gibi duran da yok.
Emlakçıların önünden geçtiğim zamanlar oldu, kira fiyatları ortalama 1000 liradan başlıyor. Yani asgari ücret oluyor bu rakam da. Karı koca, çoluk çocuk çalışırsa bir aile o zaman rahat edebiliyor. Yeni evliler mi? Erkek de kadın da çalışacak ikisi de en az 2 bin lira alacak?
İstanbul'da yaşamak zorunda ya sanki herkes...
Şimdi şehrin insanı bayram için köylerine gidecek İstanbul boşalacak, rahatlayacak yani. 17-18 milyonluk nüfus belki de 4-5 milyona düşecek.
Kırları görecek köye giderken, sürülmüş tarla kenarlarından geçecek şehrin insanı, köye vardığında belki son iftarını açacak....
Dalından erik koparıp yiyecek, yedi veren çileği olanlar o yarı kızarmış çileklerinden koparıp eritecek ağzında, şeftaliyi bellemiştir dede, gübrelemiştir nine şeftaliyi, yağmuru da vermiştir Allah, şeftali bu sene iyi vermiştir, şeftaliden tadacak şehrin insanı, dut varıdr hala tek tük dallarda, dut dallarına yapışacak...
Fotoğrafını çekecek yediklerinin içtiklerinin, meyvelerin yemeklerin, twitter'da facebook'a bizim beğenimize sunacak sonra onları, bayramın son günü şehre geri dönecek. Egzoz dumanının, korna seslerinin arasına, sıkış sıkış metrobüse binecek, yürüyen merdivenleri koşarak inip çıkacak, güneş ışıklarının evine girmesini engelleyen yandaki apartmanın farkına bile varmaktan aciz bir şekilde evine girecek, tecavüze uğramış şehrin zihin tecavüzüne uğrayan insanı şehrine hoş geldin.