3 Temmuz 2014 Perşembe

'’CHP MHP’nin Vagonu Oldu’'

Siz hiç böyle bir şey duydunuz mu? '’CHP MHP’nin Vagonu Oldu’'
Elbette hayır ama şunu hepiniz duydunuz ‘’MHP CHP’nin vagonu oldu, MHP CHP’nin izinden gidiyor, MHP CHP’leşti, MHP CHP’nin kuyruğuna takılıyor…



Bu durumda MHP aslında iyi bir parti halkın sevdiği bir parti fakat CHP’ye uyunca kötü hale bürünüyormuş izlenimi veriliyor. Evet aslında CHP’ye uymak çoğu zaman iyi bir şey değildir. Bu CHP’nin tarihinde peçeli bir şekilde değil çırılçıplak yatıyor.

MHP’nin CHP’nin kuyruğuna takıldığı fikrini, MHP’lileri MHP’den uzaklaştırmak için, MHP’lilerin arasına fitne sokmak için yapıldığını Emine Erdoğan bile biliyor. O yüzden bu oyun hiçbir zaman tutmuyor.
Gelelim asıl meselemize. Siz hiç CHP MHP’nin izinden gidiyor, CHP MHP’leşti, CHP MHP’nin vagonuna bindi, CHP MHP’nin kuyruğu oldu gibi sözler duydunuz mu? Duymadınız, duyamazsınız. Belki bir yada iki defa CHP’nin içindeki ‘’Kemalist’’, Ulusalcı kafadaki insanların köşelerindeki şikayetnamelerinde denk gelmiş olabilirsiniz çünkü ben denk geldim. Fakat Tayyip Erdoğan hiçbir zaman çıkıp CHP’lilere böyle bir şey söylemedi.

Size bunu neden yapmıyor? Neden hep MHP CHP’nin kuyruğuna takılıyor da CHP MHP’nin kuyruğuna takılmıyor? Oysa ‘’Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı fikri CHP’nin düşünebileceği, CHP’li kurmayların aklına gelebilecek bir isim değil, Ekmeleddin İhsanoğlu fikri MHP’lilerin önerdiği bir isim…’’ diyen kaç tane adam duydum ve okudum fakat T. Erdoğan çıkıp bir kere böyle bir şey dile getirmedi. MHP’lilerin bunu iyi anlaması gerek.

MHP’lilerin MHP’den soğuması için artık CHP’nin vagonu oldu, CHP’nin izinden gidiyor, kuyruğuna takıldı ifadeleri para etmiyor. T. Erdoğan, CHP’yi MHP’nin peşine takılmak ile suçlasa ‘’Kemalistler’’ çıkıp AKP’ye oy vermezler ama MHP CHP’nin kuyruğuna takılıyor dediği zaman USTA’mız MHP’lilerin AKP’ye oy vereceğini düşünüyor. MHP’lilerin bunu iyi anlaması gerek.
CHP’lilerde ‘’Kemalist’’ adamlarla bir yere varamayacağını anlasın yeter şimdilik.

5 Haziran 2014 Perşembe

Bir ülke düşünün

Bir ülke düşünün...



Kurulmamıştır o ülke ilan edilmiştir.

O ülkede şapka takmadı diye adamlar idam edilir.

Öyle bir ülkedir ki o insanları sağcı-solcu diye kutuplara ayrılır.


Haritada öyle bir yerdedir ki o ülke kimseler o ülkeyi rahat bırakmaz.

O ülkenin yöneticilerini satın almak yeşile bakar.

Pilotu (Nail Erdoğan) 1996'da Yunanlılar tarafınndan Ege Denizi'ne düşürülür ve yıl 2014 olur fakat naaşı hala bulunamaz.

Ergenekon davası diye bir dava uydurulur, bu dava sayesinde partiler oy devşirir, bu davanın düzmece olduğu çıkar.

12 yıl bir cemaat ve bir parti iş birliği yapar ve çark edip düşman kesilirler, cemaat devletin hemen hemen her kademesine iktidar sayesinde adamlarını yerleştirir, çark ediş sonrası da temizlemeye çalışır, iktidar yetkilileri ''safmışız kandırılmışız'' deyip bu olaydan sıyrılmaya çalışırlar.

Politikacıları her mağduriyetten istifade etmek için yarıştadırlar.

Twitter yasaklanır Cumhurbaşkanı, milletvekilleri, belediye başkanları çıkar twit atar.

Bi tır şöförü çıkar av tüfeği ile kayınvalidesini ve ailesini kurşuna dizer ve intihar eder.

Başbakanı çıkar bir siyasi parti lideri ile evlenmemesi ve çocuğunun olmaması üzere yüzbinlerce kişinin önünde mitingde dalga geçer ve küçük düşürür,

Yine Başbakanı ''kabile reisi'' diye ifade ettiği adamla kolkola girer ve arada 2 yıl geçince dost olur.

Dindarlık bir partiye destek veren insanlara indirgenir.

2 kız annesini 26 yerinden bıçaklar.

11 yaşındaki M.C.Y büfe işleten amcasını tost yüzünden çıkan tartışma sırasında döven kişiyi bıçaklayarak öldürür.

Biri çıkar bebeğini ayaklarıyla ezerek öldürür, karısını pompalı tüfekle katleder.

Biri çıkar bacanağını pompalı tüfekle öldürür,

Doçenti öldüren profesör çıkar.

Ülkenin doğusunda terör örgütü üyeleri arabaları durdurup araç kontrolü yaparlar.

Patlama olur politikacıları çıkar, ''olur böyle vakalar, bu işin doğasında var...'' der.

Ve bu ülkenin başkentinin metrosuna yağmur yağar...

3 Haziran 2014 Salı

Can we establish peace among Israel-Palestine?

Can peace  we establish among Israel-Palestine. Analyze existing proposals, and reasons of failure, and then make your own reasonable proposal. In your answer include which actors can be mediators etc.
To establish peace between Israel and Palestine we should analyze conflict. Firstly, we examine the operation of colonization in a regional context. History is important. We can not understand the conflict by taking a just one side perspective of the current state of things. The conflict did not start in 1967, then it is only entered a new phase with the occupation of the West Bank, the Gaza Strip and the Syrian Golan. He did not began in 1956 when, in collusion with France and Britain, Israel attacked Egypt.
The conflict began there a century and it was highlighted after the First World War. In general terms, it is part of all unresolved problems caused in the region by the way the Western imperialist powers, France and Britain, were deported and dismembered the Ottoman Empire. We have before other elements of this complex legacy in Iraq, Lebanon and throughout the region. Regional context of extreme importance will be the theme of what follows. But specifically: it is a conflict between the Zionist project to colonize Palestine and indigenous people of this country, the Palestinian Arabs.

In 1948 it was transformed into a conflict between Israel, colonial state which is a product of Zionist settlement enterprise and the Palestinian Arab people. That Zionism is a settlement company and that Israel is a colonial state. A colonial state is not a value judgment but a simple statement of fact. I use these words as insults. In fact, the Zionist movement, in its internal discourse, used the term ‘’colonization’’, and later its similarty in Hebrew.

It can be argued, and some do - that colonization and the establishment of a colonial state are morally unacceptable in general or in this specific case. This is really a value judgment that depends on the moral standards of each. But, intellectually, we can not deny the fact that Zionism is a settlement company and the State of Israel is a colonial state. Of course, there are many colonial states established by European settlers who settled in different parts of the world. In this sense, Israel is not an exception but there is no bloody colonial state in humanity history. I try to suggest some solutions about coflict between Israel and Palestine.
If we think of a solution to the conflict, we must begin the normative mode. This does not make sense to try to assess either the specific formulas proposed before to establish some general principles that a truly just solution must meet. In various other colonial part of the same type of colonization states, the colonizers are able to eliminate all of the indigenous population or reduce it to a few relatively insignificant vestiges. The conflict between colonizers and colonized was completed by the overwhelming and virtually complete first victory, and in this sense, was ‘’resolved.’’ Such an outcome is unlikely in the case of the Israeli state. Of course, history suggests that Israel's Zionist leaders exploit any opportunity to further colonial expansion and to ethnically cleanse. In addition, the brave of them strongly effort to create such opportunities. But whatever the realistic limits of this extension process, Israel will end up always surrounded by Arabs, the Arab nation whose Palestinian Arab people is a constituent element.

My solution is that there should be a country which is global power the control the Middle East area like Ottoman did in the past. Without powerful muslim country the Middle East can not see any peace agreement. The Western solution suggestions give importance Israel than Palestine such as Kerry Plan. John Kerry thinks a Palestian country which has  limited rights. This shows us that Western countries can not bring peace to Palestine.

29 Mayıs 2014 Perşembe

''Twitter'da temizlik başlıyor!''

40 milyon euroluk yazılım alıyoruz!!!


''Türkiye illegal paylaşımlar için yazılım satın alıyor. NetClean isimli yazılım istenmeyen içerikleri 5 saniyede silecek.''
Haberin içeriğinde şöyle deniyor, ''Özel hayatın gizliliğini koruyarak kişisel hakların ihlal edilmemesini isteyen hükümet, Twitter üzerinden yapılan yasa dışı paylaşımlara çözüm bulmak için kolları sıvadı. Twitter üzerinden paylaşılan yasadışı fotoğraf, görüntü ve bilgileri hemen silmek için Türkiye yazılım alıyor. Twitter ile uyumlu çalışan NetClean isimli yazılımla, çocuk pornosu, illegal fotoğraf ve terör içerikli paylaşımlarının tweet atıldıktan beş saniye sonra otomatik olarak silinmesi hedefleniyor. Yazılımla ilgili alımı ise İçişleri Bakanlığı yapacak. Konuyla ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya da sunum yapıldığı öğrenildi.''

Hükümete karşıt bir şey söylersen illegal çerçevesine alınacaksın dostum, bunun iyi bir şey olduğunu iddia etmek çılgınlıktan başka bir şey değildir.
Mesela Başbakan'ın oğluyla olan konuşmalarını dinleme imkanımız olmayacak, Egemen Bağış'ın ayetler ile ilgili makara yaptığından haberimiz olmayacak, atılan twitler anında silinecek.

Düşün mesela, yazılım alındı ve 17 Aralık 2013'te başlayan süreç 2014'ün 17 Aralık'ında başlamış olsaydı Egemen Bağış'ın konuşmalarından haberimiz olmayacaktı, Tayyip Erdoğan'ın paraların sıfırlama emrini verdiğini twitter'dan öğrenemeyecektik.
Yazılımın alınması için İçişleri Bakanlığı'nın harekete geçmiş.
40 milyon euroluk yazılım sayesinde Twitter'da paylaşılan çocuk pornosu gibi illegal linkler anında temizleniyormuş, çocuk pornosunu twitliyor ya herkes tabi...
''Yazılımın birçok kişinin mağduriyetini gidermesi bekleniyor.'' diyor haber 7, sabah gibi siteler, nasıl pazarlanıyor ama...
Amaç hükümete yönelik karşıt twitlerin önüne geçmek.
Hükümet olanın işine yarayacak bir yatırım.
ACTA ve SOPA'da yolda.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Gülben Ergen: ''Mevlana okuyorum'' İvana Sert: ''Namaz kılıyorum''

Bak devir öyle bir devir ki, sapıtırsın.

Devir muhafazakar görünüp ihale kapma devri.
Sakal bırakacaksın, Mevlana okuyacaksın, Umreye gideceksin sonra yarı çıplak klip çevirmeye devam edeceksin.
Medya senin haberini yapıyor zaten ''Ünlü sanatçı umreye gitti.'' falan biliyorsun işte anlattırma bana bunları...
Neyse bak şimdi...

Gülben ERGEN'in ''Mevlana okumaya başladım''
Neredeyse çırılçıplak klipleri olan ''ünlü''lerin ''Kur'an-ı Kerim okumaya başladım''
''Beni hac'dan çağırdılar'', ''Namaz kılıyorum'' demeleri ne kadar da manyak bişi değil mi?
Sezan Aksu, Acun Ilıcalı, Ajda Pekkan gibi ''ünlü''lerin AK Parti'yi desteklediği bir dönemden geçiyoruz.
''Ee ne olmuş destekleyemez mi yani?''
Destekleyebilir tabi benim sivri zekalı kardeşim desteklemez mi, hemde öyle bi destekler ki senden fazla, aklın şaşar yani buna.
Acun Ilıcalı gibi bir adam hükümeti destekleyen açıklamalar yapmasa bu adam bu kadar varlıklı olabilir miydi? Resmen gençliğin beynini uyuşturması için tasarlanmış bir oyunun başını çekiyor herif. Fakat adam istediği gibi at koşturuyor.
Ulan adam elindeki mikrofonla sahil sahil gezip Güney Amerika'da Afrika'da ''what's up, how are you'' deip duruyordu, adam tv kanalı satın aldı be!

Bak, Türkiye'nin %60'a yakını kendini muhafazakar olarak tanımlıyor (muhafazakarlığı müslümanlık sanıyorlar). Bu çok büyük bir pazar demek. Bu pazarın karşısında bir tutum sergilediğin an ne albümün satar ne de programların izlenir. Acun da , Gülben de Ajda da bunu çok iyi biliyor.
Yani %60'ı karşına alırsan öyle para kazanamazsın.
Karakterlerinden taviz veren fahişe ruhluların arasında yaşadığımız ne yazık ki gerçek.
Muhafazakar olmak para ediyor, muhafazakarlık pahallı bir şey bu devirde.
Bu son dediğimi açıklamayı gerek duymuyorum esktra olarak.

Fakat bir kaç örnekle durumu daha iyi anlayacağınızı ümit ediyorum;

Seren Serengil; Namazı bıraktığımda başıma kötü olaylar geliyor.

İvana Sert "Müslüman oldunuz mu?" sorusuna "Tam olarak değil. Kuran okuyorum. Bir anda, bir günde Müslüman olamazsın. Din değiştirmek için zamana ihtiyaç var" demiş, "Hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?" sorusuna ise "Namaz kılıyorum" diyerek yanıt vermişti hatırlasana lan!
İlla resim koyayım demi hatırlaman için...
Senin görsel hafızanı...

Ergen Gülben; Konya’da Şems ile Mevlana türbesinin arasında bir mezarlık var, Üçler Mezarlığı. Oradan mezar satın almak isteyen ilk ben değilim sanırım...

Ergen Gülben; "KİTAP OKUMAYA GEÇ BAŞLADIM"
Daha iyi bir insan olmak hayatın sonuna kadar sürecek bir macera ve okumakla, yaşamakla alakalı... Herhangi bir şifrenin peşinde değilim. Tasavvufa saygım ve ilgim çok büyük! Hangi jean'in moda olduğu ya da ne marka ruj sürdüğüm gibi konular yazacağıma; okuduğum, öğrencisi olduğum şeyleri paylaşıyorum. Takip ettiğim isimler de bu yönde yazanlar. Kitap okumak için çok geç kaldığımı düşüyorum. Yıllarım rating kaygısı, tiraj, giyim kuşam hevesiyle geçti."
Sanki şimdi farklı! Küfür etmiyim etmiyim diyorum ama bu yazıları yazarken çok küfür ediyorum lan, buraya yazmamaya özen gösteriyorum ama...

Ergen Gülben'in ben son klibine falan bakmadım ama açın bakın youtube'a acaba kitap okuyan, Mevlana okuyan bir insan, tasavvufa ilgi duyan merak eden bir insan öyle klip çevirebilir mi?

Aklına hakaret edildiğini hiç mi düşünmüyor musun lan gerçekten?

28 Aralık 2013

18 Mayıs 2014 Pazar

Önce gay ilan ettiler sonra çark ettiler

Başbakan Erdoğan'dan bildiğin sopa yiyen adam neye uğradığını şaşırdı.
Önce Başbakan'dan sopa yedi sonra Başbakan Erdoğan'ın korumaları tarafından bi güzel hırpalandı sonra AKP yalakası sığır sayfalar tarafından gay ilan edildi.
Başta ''Gizli Arşiv'', ''Derin Millet'' adlı twitter ve facebook sayfaları olayı tamamıyla çarpıttı.
Gezi eylemlerine ve 1 Mayıs'a katılan insanlarla SOMA'da protesto gösterisinde bulunan, Başbakan'ı yuhalayan insanları benzeştirip, itibarsızlaştırma operasyonu yapıldı. ''Alın bakın hem Gezi'ye katılmış hemde Soma'ya gelmiş.'' denildi.
Yani ''amaç hükümeti devirmek'' havası verildi ve buna inanan sığırlar da mevcuttu her zaman ki gibi.

Bakın bu fotoğraftaki sopa yiyen abimiz Taner.










Bu da Taner abimiz...






Hatta buyrun bu Taner abimizin facebook hesabı, tıkla.
Bu da gay Yasin. (adı büyük bir problem yapacak bişi yok)







Trollerin AK Partililere malzeme vermek uğruna bu sahtekarlığa AKP'nin anketçisi  ANAR'ın Genel Müdürü İbrahim Uslu da yaptığı twitle destek verdi. Söz konusu resim eşliğinde "Başbakan bana tokat attı diyen bakın kim? Mikrofondaki logoya dikkat. Bunların yardımına muhtaç hale geldiler" ifadesini kullanan İbrahim Uslu'ya, gerçeğin ortaya çıkmasının ardından büyük tepki geldi, ilk tepki verenlerden biri de zaten bendim o karaktersiz herife.
Bugün de bu haber ile karşılaştık. Haber 7 ve Ensonhaber özür dilemediği gibi bir de Yeni Şafak çıktı bu haberi yaptı. Ne verdiler, nasıl söylettirdiler bu adama bunları bilemem ama adam bunları söylemiş işte... :)


Başta   ''Sen bizim gururumuzsun'' ve ''Gizli Arşiv'' adlı facebook sayfaları insanları yanıltmıştır. Bu sayfalara itibar etmeyiniz.





Bu olayı bu şekilde iddia edildikten sonra ''hayır bu adamlar aynı kişi değiller'' diyen ilk insanlardan biriyim. Fakat bunun haberini yapıp insanlara gerçeği gösterdiği için Milli Gazete'ye, Rota Haber'e teşekkür ediyorum.

2 Mayıs 2014 Cuma

Armut

Bir sahne var beni müthiş etkileyen. Yazıya konu olan bu sahnenin geçtiği filmi de, sahneyi de bir çok kez izledim. Bir çoğunuz zaten bu filmi izlemiştir. Fakat kaçımız bu sahneden ciddi bir şekilde etkilenmiştir bilmiyorum.

Sahnede ekonomik durumu iyi olmayan, ailenin geçimini sağlamaya çalışan bir baba ve bir anne var.
Babamızın adı Vito, bakkal tarzı bir yerde çalışmaktadır fakat bilenler bilir o beyaz takım elbiseli züppenin yeğenini bakkala işe sokmak istemesi nedeniyle patronu tarafından işten çıkartılmak zorunda kalır.
Bakkal çaresiz ve üzgündür dile getiremez ama Vito durumu anlar...


Vito, bakkaldan ayrılıp giderken bakkal, Vito'ya ev için gerekli bir kaç malzeme dolusu kasa verir fakat Vito bunu kabul etmez.


Akşam olur ve Vito eve gelir, masaya küçük bir armut bırakır.
Eşi bu armutu görür ve ''Ne güzel bir armut'' der.


İşte tam olarak bahsettiğim sahne burası, yazının konusu bu sahnedir.
Vito işten kovulmuştur ve evine sadece bir ''armut'' götürür, patronunun vermiş olduğu o kasayı da kabul etmez. Vito onurlu bir insandır.

Eşi Vito'yu güler yüzle karşılar, bu benim için harikulade etkileyici bir sahne olmuştur.
Günümüzde bir erkek işten çıkartılsın karısı isyanları basar, eve ekmek götürmesin kıyameti koparır. Kimse ''ben koparmam kıyamet falan...'' demesin.

Bu konuda söylenebilecek çok şey olsa da ben uzatmamayı tercih ediyorum.
Fakat İsmet Özel'den bir söz ödünç alarak yazıyı nihayete erdirebilirim: Kadınlar kocalarına “ben senden yüksek gelir değil, sadece helâl para kazanmanı istiyorum” dese Türkiye'nin yüzü değişir.


3 Nisan 2014 Perşembe

Amazon'dan İstanbul'a Gelen Morokuru

Hepiniz duymuşsunuzdur şu Amazon'daki dünya ile bağlantısı olmayan helikoptere mızrak atan kabileyi...
Düşünsenize adamlar o helikopterin ne olduğunu bilmiyor, bilgisayar bilmiyor, Rockefeller, Rothschild ailelerinden bi haberler, dünyada yaşanan savaşlardan, petrolden haberleri yok, elektriği bilmiyorlar, hayatlarında metrobüsü bırak arabaya bile binmiş değiller, ne binmesi görmüşlükleri bile yok, para kazanmak için, lüks evlerde oturmak için üniversiteye gitmiyorlar, diplomayla falan hiç işleri yok. Bi düşünsenize; Balık avlıyorsunuz, geyik, ceylan, kuş, tropikal iklimde artık ne varsa bulup yiyorsunuz, sürekli de yağmur yağıyor zaten romatizma da varsa bak belaya...


Bir tane Amazon'dan bir adam almışlar, Türkiye'ye getirmişler, adı Morokuru.
Morokuru Amazonun bağrından kopup 3-5 aile ile yaşadığı yerden İstanbul'a geldiğinde yaptığı ilk şey aval aval etrafına bakmak olmuştur. İlk şoku zaten uçağa bindiğinde yaşamıştır.
Morokuru ilk olarak Türkçe öğrenir, E hayatını devam ettirebilmesi lazım, dışardan dersleri verir, lise falan derken üniversiteyi de bitirir.
Türk tarihini, dünya tarihini öğrendikçe sapıtmaktadır, İstanbul'un fethi falan, orta asya, balkanlar, afrika, dinler konusunda kafası çok karışmıştır ama Morokuru'nun...
Birde dinler arası diyalog saçmalığı patlak vermiştir, okuduğu Kur'an'a ters bir şey olduğunu anlamıştır ta en başından...

Neyse, hayatı kolaylaştırmak için üretildiği iddia edilen teknolojik aletlerle ciddi anlamda tanıştığını düşünün şimdi Morukuru'nun. Morokuru'nun ilk telefonu Nokia 5110'dur ve 1 yıl sonra da iphone kullanmaya başlar.
Morokuru felsefe okur Marmara Üniversitesinde, sonra KPSS'ye girer ama atanamaz hemen öyle, bir dönem daha bekler ama o beklediği dönem içerisinde kirasını ödemekte zorluk yaşar ve işe girer. Üsküdar'da simit satmaya başlar Morokuru. Buckthorn Berryy yemekten zaten bıkmıştır Amazon'un derinliklerinde, eve giderken akşamları 1-2 elma alır Hüseyin abinin manavdan..
Morokuru İstanbul'da Avcılar'a atanır. Sabahları kalkar otobüse binmeye çalışır fakat itilir kakılır, otobüslerde yer olmaz, metrobüsler tıklım tıklım, o kadar çok çeşit insan vardır ki, Morokuru zaman zaman ne yapacağını bilemez ve akşam eve geldiğinde oturup ağlar.

Morokuru İstanbul'daki insanların nasıl İstanbul'a tahammül ettiğini sorgulamaya başlar, bir gün bi barın önünde kavga görür ve neden olduğunu sorar, alkollü olduklarını öğrenince demek ki alkol kötü der ve hiç alkol kullanmaz, sigarayı merak eder bir iki kere dener ve bir daha ağzına bile sürmez.
Para harcayacak yeri yoktur Morokuru'nun, öğretmenlik yapar ama tek odalı bir evi vardır, paranın hiç önemi yoktur Morokuru için, çayı çok sever, Üsküdar'ı özlediğinde her hafta sonu Üsküdar'a gider ve sahilde çay içer.

Morokuru trafiğe, kalabalığa, insanların teknolojik aletlerinin esiri oluşuna tahammül edemez ve otobüste, metroda, metrobüste insanlara ''nasıl böyle yaşıyorsunuz, neden böyle yapıyorsunuz, neden dünyaya geldiniz, bu metrolar, metrobüsler, otobüsler sizi rahatsız etmiyor mu...'' gibilerinden sorular sormaya başlar insanlar Morokuru'nun karşısında neye uğradıklarını şaşırırlar ''ne diyor bu manyak...'' derler..

Morokuru İstanbul'da 15 yıl yaşar ve dayanamayıp Amazon'a geri döner, pantolonu vardır, gömleği vardır, ceketi vardır, telefonu vardır cebinde, başlar kabilesine İstanbul'da yaşadıklarını anlatmaya, insanlar hayretle dinler Morokuru'yu günlerce, Morokuru bir daha İstanbul'a dönmek bile istemez.

Morokuru sensin dostum, yıllar önce Trabzon'dan, Sivas'tan, Van'dan, Karabük'ten İstanbul'a göç eden ve geri dönmeyen dedendir Morokuru ve sende teknolojinin esiri olmuş bir kölesin.
Morokuru'un İstanbul'da kalmış halisin.
Yıllarca üniversite bitirebilmek için atmadığın takla kalmaz, baş vurmadığın kopya türü kalmamıştır, mezun olduğunda yaşın zaten 25-26 olmuştur, ömrünün yaklaşık 3'te 1'i tükenmiştir zaten.
Eve dönmelisin Morokuru, kendine dönmelisin, başladığın yere dönmelisin.

31 Mart 2014 Pazartesi

CHP'nin MHP'ye Olan Sözde Desteği (MHP'nin yediği kazık)

Hiç konuşmaya gerek yok açılan sandıklar %99.99 çoğunda, resmi sonuçlar olmasa da değişmiyor sonuçlar, buyrun tablolara kendiniz bakın MHP nasıl CHP'den kazık yemiş!

Ankara'da MHP'li seçmen Mansur Yavaş'ı desteklemiştir.



İstanbul'da MHP'li seçmen Sarıgül'ü destekledi.



Muğla'da MHP'li seçmen kısmen CHP'yi destekledi ve CHP kazanmıştır.



Aydın'da MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazanmıştır.



Ordu'da MHP'li seçmen CHP'yi deseklemiştir ama CHP kaybetmiştir.
Çanakkale'de MHP'li seçmen kısmen CHP'yi destekledi.



Denizli'de MHP'li seçmen CHP'yi desteklemesine rağmen kazanamamıştır.



İzmir'de MHP'li seçmen CHP'yi destekledi.



Tekirdağ'da MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazandı.



Burdur'da MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazandı.



Çanakkale'de MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazandı.



Ardahan'da MHP'li seçmen CHP'yi destekledi, MHP'nin desteğine rağmen kaybetti. (BDP'nin AKP'ye olan
desteğinden ötürü)



Sinop'ta MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazandı.



Hatay'de MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazandı.



Giresun'da MHP'li seçmen CHP'yi destekledi ve CHP kazandı.



Haklarını yemeyelim Tokat'ta CHP'li seçmen MHP'yi destekledi.



Erzincan'dan CHP'li seçmen MHP'yi destekledi.



Afyon'da CHP MHP'yi desteklemiştir.




Kütahya'da CHP'de az da olsa MHP'ye oy yansımıştır. SP'den ve BBP'den MHP'ye oy akışı olmuştur.






Gelelim MHP'nin kazık yediği illere.
Bilecik'te, Sakarya'da Balıkesir'de, Samsun'da, Amasya'da, Kırşehir'de, Niğde'de, Uşak'ta MHP CHP'den kazık yemiştir.

Bilecik'te CHP'nin MHP'ye attığı kazık.



Balıkesir'de CHP'lilerin MHP'ye attığı kazık.



Samsun'da CHP'nin MHP'ye attığı kazık.



Amasya'da CHP'nin MHP'ye attığı kazık!



Kırşehir'de MHP'nin CHP'den yediği kazık!



Niğde'de MHP'nin CHP'den yediği kazık!



Uşak'ta MHP'nin CHP'den yediği kazık!


Sonuç olarak şunu diyebilirim eğer CHP'liler MHP'den destek görmeseydi 3 ili alamazlardı ve Ankara'da kafa kafaya mücadele edemezlerdi, Ardahan'da kafa kafaya mücadele edemezlerdi.

MHP eğer bazı yerlerde CHP'li seçmenden destek görmeseydi 2 yerde başa baş mücadele olmazdı ve MHP 1 ilini kaybedebilirdi.
Eğer CHP'li seçmenler MHP'li seçmenin CHP'ye destek verdiği gibi MHP'ye destek vermiş olsaydı MHP AKP'den 3-4 ili almış olacaktı.

Karar sizin.

4 Mart 2014 Salı

Sayın Başbakan Erdoğan'a Mektup

Sayın Başbakanım, ben bir öğrenciyim yaşımda 25. Canım çok sıkılıyor, yapacak iş olmadığından değil, memleketin hali, ümmetin hali çok canımı sıkıyor.
Asgari ücretin bu kadar düşük olmasın, ailelerin geçim sıkıntıları, milletimizin kredilerle faize bulaşmaları, ülkemdeki eşitsizlik ve adaletsizlik canıma tak ediyor artık.
Rüyalarımda siz, Sayın Cumhurbaşkanı, Devlet Bahçeli ve diğer milletvekilleri giriyor.
Ülkemin bombalandığını görüyorum rüyalarımda anlatabiliyor muyum?
Coca Cola'nın Türk Milli takımına sponsor olması bile canımı sıkıyor!
Sayın Başbakanım gelin ve bize her şeyi anlatın.
Önce, nasıl iktidara geldiğinizi bu millete anlatın ve herkes bunu bilsin.
Hatalarınızı çıkıp açık açık eski adıyla ''ULUSA SESLENİŞ'' konuşmasıyla dile getirin.
Cemaate verdiğiniz yüzü ve kaptırdığınız astarı Türk milletine açık açık izah edin.
Bütün bu olanların zamanında yediğiniz hurmalardan kaynaklandığını Türk milletine anlatın ve herkes bilsin.
İktidara gelmeden evvel Doğan medya grubuyla anlaştığınızı, cemaatin desteği için verdiğiniz bütün tavizler ve hatta ABD ile olan iş birliğinizi açık açık şairin dediği gibi yapın ve anlatın...
Şair “Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.” diyor.
Sizde ağlamadan,
dilleriniz dolaşmadan,
yumruğunuz çözülmeden küresel güçlerin karşısında,
bu milletten utanmadan
üzerinize yüreğinizden başka muska takmadan'' konuşun.
Madem bu bir İstiklâl mücadelesi, bu millet sizi yaptığınız hatalardan/yanlışlardan ötürü affedebilir.
Ne var ne yok anlatın bu millete, yolsuzluk mu yapıldı, bu millet bilsin, küresel güçler sizi indirmek mi istiyor var mı böyle bir şey gerçekten, varsa açık açık anlatın, ''kefenimizle çıktık biz bu yola'' diyorsunuz eğer gerçekten bu yola kefeniniz ile çıktıysanız anlatın neler olup bitiyor bu millet bilsin.
Fakat şunu unutmayın siz Türk milletinin kalbini kırdınız Sayın Başbakanım. Detaya girmek ve sizi utandırmak istemiyorum, siz çünkü ne yaptığınızı benim sizin ne yaptığınızı bildiğimden daha çok biliyorsunuz.
Demokratik açılım uğruna bu milletin kalbini kırdınız, bu millete bir özür ve bir de izah borcunuz var.
Eğer gerçekten küresel güçler sizi indirmek istiyorsa bulunduğunuz konumdan, öldürülebilirsiniz, bu özrü dile getirmezseniz, bu izahı yapmazsanız Türk milleti size hakkını helal etmeyecektir.
Elinizi vicdanınıza koyun.
Madem dünyaya kafa tutacağız, kapitalizme karşı koyacağız gelin bunu adam gibi yalansız dolansız yapalım.
Çıkın ve her şeyi açıklayın, bu millet sizi o zaman %49 değil %75'le bile iktidara getirecektir.
Bu milletin %25'ineyse ya laf anlatılmaz yada ... bunu siz benden daha iyi biliyorsunuzdur.
Biz ''Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan  ulu’l-emre (idarecilere) de itaat edin...'' eğer siz ''ulu’l-emre''denseniz çıkıp lütfen gereğini yapın bizde size itaat edelim.
Bu zamana kadar sizinle alakalı bu blogta ve çeşitli yerlerde eleştirel yazılar yazdım, hakkınıza girmişimdir kesinlikle.
Bu milletten özür dilerseniz ve bize en azından izah edilebilecek şeyleri çıkıp izah ederseniz benim size hakkım helaldir, sizde helal edin.





21 Ocak 2014 Salı

Turkish Nationalism - Importance Of The Nationalism In Turkish Foreign Policy

Nationalism is ideology which is controversial. I will write about nationalism which was not defined by European perspective. Nation may refer to a large group of people who share a common culture, language, history, ethnicity, descent in modern terminology. Nation can refer to a people, race, or tribe; those having the same descent, language, and history. And also I will try to explain why nationalism is important. We can not understand the importance of the nationalism in Turkish foreign policy. We are not ready for that. It is our main target in this article. I will try to explain why it is like that. Nation can refer to a people, race, or tribe; those having the same descent, language, and history in modern terminology.

The word nation came to English from the Old French word ‘’nacion’’, which in turn originates from the Latin word natio (nātĭō) literally meaning "that which has been born".  The word ''millet'' comes from Quran. Quran metions about Abraham's nation.''millet'' may refer to a large group of people who come together for faith. How did we learn from religious text? ''I am from Adam's descended. I am from Abraham's nation. I am from Mohammed's ummah'' Which one is more comprehensive? Nation is more comprehensive than ummah. Ummah is a concept that encompasses the nation. In 20th century, the word ummah combined with Islam, the nation has been brought word meaning tribes .If we understand tribalism when it comes to Turkish nationalism it means that we do not know our past and we think that it is same nation and millet for us. ''Ulusçuluk''  is a word which has no religious content. Religious people do not use ''ulus'' or ''ulusçuluk'' because of it is not same with ''millet''. Turkish nationalism and tribalism are not same thing as we know.
Turkishness is not name of a race. Turkishness is a name of character. Our nationalism is not based on race. We can see it in National Anthem of Turkey. Our National Anthem says ‘’Smile upon my heroic race! Why the anger, why the rage?’’ and ‘’ Neither you nor my race shall ever be extinguished!’’  Also note that the poet M. Akif was of Albanian and Uzbek originally. How he could say that? ‘’  Also M. Akif’s this popular verses says that our nationalism is not based on a race.

“Hani milliyetin İslam idi, kavmiyet ne
Sarılıp sımsıkı dursaydın o milliyetine
Arnavutluk ne demek, var mı şeriatta yeri
Küfür olur başka değil, kav-mini sürmek ileri’’

You can be Turkish. You do not have to born as a Turk like Mehmet Akif Ersoy. Sokollu Mehmed Pasha also was Turk but he was originally Bosnian. He was born into a Christian family, Mehmed was taken away at an early age as part of the converted system of Ottoman collection of young boys to be raised to serve as a janissary. When he became Muslim, he became a Turk. He grow up in Turkish culture. He tried to connect the Volga and Don by canal go to Turkmenistan over Iran. How can we say for him that he was not a Turk?

As I mentioned before the term nationalism meaning is controversial topic. This word’s meaning has changed by the media and writers who are orientalist, secular and liberal because of some reasons of course.

We should understand and accept something. Modern world was established under the pressure of Turks. Modernism is anti-Turk. How it is like that? To understand these nationalism and modern world we should know how was the political situations in Europe and how modernism was started? Europe had many rebellions which were like French Revolution, The Dacke War of 1542 in Sweden, The Knights' Revolt of 1522-1523 in Germany etc… To make sense of upheavals we need to look briefly at the past wider context. In a short, There was a monarchy political system in Europe. Rulers were self-centered. All European monarchies under the pressure of Turks. Western Europe and its historiographers long considered this sea battle pivotal even as they played down the events on Cyprus. With the triumph of a Catholic league at Lepanto in 1571 after almost two centuries of humiliation, the balance was considered to have swung away from the Ottoman "pestilence." The combat also was said to have launched the decline of the Ottoman Empire, which thus occupied itself over the next 350 years with slowly disintegrating.  After Battle of Lepanto, Europeans placed on consciousness that Turks will not come again. Europeans were living in poverty especially between 1500-1800. Many of rebels and revolutionaries was started cause of poverty, sect (religion) and high taxes.

Trade links and diplomatic contacts notwithstanding, ‘fear of the Turk’ was another, recurring reason for reflection on European identitiy. ‘’Mamma li Turchi!’’ (Oh mother, the Turks are coming!) is one of the most used Italian phrase to suggest an imminent danger, as when the Ottoman Turks threatened Europe. People still use in rural areas of Austria "Es ist schon dunkel. Türken kommen. Türken kommen" (the weather already dark. Turks are coming. Turks are coming.)  As we can see, Turks affected Europeans very much. Europeans lived under the pressure of Turks until Battle of Lepanto (1571). Turkish preassure on Europeans was ended completely in 18th century. They started to establish modern world.

The Age of Discovery was started because of Turks preassure. Europeans did not have any place to go. The Age of Discovery (also known as the Age of Exploration) was a period starting in the early 15th century and continuing to the 17th century. During this period Europeans explored Africa, the Americas, Asia and Oceania. The fall of Constantinople in 1453 severed European trade links by land with Asia leading many to begin seeking routes east by sea and spurred the age of exploration.

As a result of this, European people started to read and devoloping trade provided many facilities, Turks preassure was ended. Modern world was started when Europeans get rid of the fear of Turks. People started to produce more and more, they did think that their agricultural products will not be waste or taken. After all of these, people prospered in a short time. People needed more and consumption increased then colonialism became widespread between 16th and 17th century.

Now, media organizations have exploited the term nationalism who do not care about nationalism. Actually, they wanted to change meaning of nationalism. Nationalism is a fact. It's not just political an idea. They against this idea indirectly. Because they also need nationalism. Politicians use it before elections as we know. Politicians also know nationalism is a fact! Nationalism is philosophy of life. We can see some news, articles, panel discussions which say currents of nationalism which is new nationalism or modern nationalism or culturel nationalism. If these currents show up it will not be surprise for real nationalist people.

Hatred of communism is not nationalism or hatred of capitalism is not nationalism. Hostility is different dislike is different. American hostility or Greek hostility or Russian hostility is enough denination for nationalism. Hostility to nationalism can not be installed on. Nationalism can not be explained by hostility. There is no need to specify, disslike is different, hostility is different. For instance; Turkish people do not sympathize with the Portuguese and even Turkish people never feel hostility against to Portuguese because no reason for these situations. Many developed countries have nationalist or national policy. For example; Israel, Japan, Russia, France, Italy.

Nationalism is absolutely not a counter reaction to the movement of opposing ideas and not it is anti -thesis of other thesis. Nationalism is not a tool, nationalism is a purpose, intention. Nationalism is not method, it is a soul.

Problems of the Turkish nation and the struggle of life is to think that on event of short term, they think before a century or after half a century. This attitude confuses us. We have to think out of the box as we can. Where should evaluate nationalism in these light of views. Turkish nationalism shows us, all Muslims people are together. Turkish nationalism is exist to live free and independent for all of Muslims. Self-seeking's meaning is to keep everything for benefit. Rationalism's meaning is to give the most value for mind. Nationalism meaning is keep nationality on the top of everything. Nationalism in terms of information, history, literature, art, culturel philosopy of life, system of thought measures of value, morality, traditions to know everything. You should believe and practice, knowing nationalism is nothing. ''Turkishness is to fight against infidels.''  When we say ''Turk'' we just understand Muslims nothing else.

Turkish nationalism is comprehensive. It includes all Muslims. Turkish foreign policy is not ready for this. Our government is not working on it as far as I understood. Understanding the power of nationalism also tells us a lot about what is happening today in the European Union. During the Cold War, European integration flourished because it took place inside the hot-house bubble provided by American protection. Today, however, the United States is losing interest in European security, the Europeans themselves face few external threats, and the EU project itself has opened too far and badly overreached by creating an ill-advised monetary union. What we are seeing today, therefore, is a gradual renationalization of European foreign policy, fueled in part by incompatible economic preferences and in part by recurring fears that local identities are being threatened. When Danes worry about Islam, Catalans demand autonomy, Flemish and Walloons contend in Belgium, Germans refuse to bail out Greeks, and nobody wants to let Turkey into the EU, we are watching nationalism at work excluding Turkish nationalism. We need time to see Turkish nationalism in international scale. At least I have hope to see it.

Sources;
http://www.mehmetakifarastirmalari.com/index.php?option=com_content&view=article&id=56&Itemid=78
http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/
Harper, Douglas. "Nation". Online Etymology Dictionary. Retrieved 5 June 2011
Türkçe ulus siyasi amaçla bir araya gelmiş olan boylar konfederasyonunu ifade eder (ayrıca eski Türkçedeki budun) - http://www.tdk.gov.tr/
İstiklal Marşı’nın 6. Mısrası.
İstiklal Marşı’nın 39. Mısrası.
Mehmet Akif Ersoy - Safahat, Hakkın Sesleri, sf. 183
Ottoman Empire and Islamic Tradition – Norman Itzkowitz p.35
"Turkey, Sweden and the EU Experiences and Expectations", Report by the Swedish Institute for European Policy Studies, Nisan 2006, s. 6
İsmet Özel – Karşıt Görüş Programı – 29.12.2009


19 Ocak 2014 Pazar

How Does Capitalism Work?

We think we know a story, but we only know how it goes or ends. To get to the heart of the story, we have to go back to the beginning usually but this time we do not need to know beging of story. Our story is about capitalism. We do not have to mention about old Italian city states, bank system or Marx, Weber or Industrial Revolution. We will try to answer how does capitalism market itself?

The concept of a ''capitalist world economy'' comes from Immanuel Wallerstein's work on world systems. World systems can take the form of world empires or world economies. Wallerstein argued that a capitalist world economy first established itself in Europe and then gradually extended to include the whole world.

Capital is richness which is used to create more richness, where richness is a description of anything created by human labour. Capitalism is about using money to make money for people who already have more than they need, also which is not islamic. Capital takes the form of money, which is then invested in the means of production and labour power to produce commodities.

Capitalism is premised on exclusive private property in the means of production. Private property is very different from personal property. If I buy a car and use it for my own ends, it is my personal property. If I hire a driver to run the vehicle as a taxi, the same object becomes my private property. Why? Because I now use it to command the labour of another individual and make a profit from the enterprise. Why should he work for me? Because he does not have property of his own! This is crucial to the workings of capitalism: there must be people without property whose labour can be counted upon. How has this been ensured in the past? Usually by force, even conquest.

We have many critiques about capitalism. For example; about cultural. We can talk about cultural critique of capitalism is that it destroys traditional culture and ways of living. Capitalism works while destroys cultures and spiritual values.

What we see is Capitalism does not care about people's life or people's values. Rather it cares only where the money is. In the West multi-national businesses under Capitalism love the money of the wealthy who buy their products, and in the East and Muslim world they love the cheap labour of those who make them their products.

Capitalism has only been able to create wealth and luxury for some, by perpetuating poverty and oppression for others.

I believe in human goodness as a Muslim person, but I have also seen greed. As history has proved, wealth and power corrupt people, and if some are given both of them without any limits on their potential abuse, I can't imagine that society will be like that for a long time. When people say something like ''let me begin with how to address the flaws in capitalism..'' this sentence we should not care that people because there is no way to deal with capitalism.

We do not need to die to understand death. We can see ourself in the mirror. That mirror can be distorted but we can change the mirror. We can check ourselfs to see how capitalism works. We can see it on our shoes, our jackets, pants or we can open fridge and check what we have in it. Islam is the only system which can end this disgusting situation and disparity between extreme rich and extreme poor, to create a society which would aim to cater for humanity.

13 Ocak 2014 Pazartesi

Amazonda Yeni Kabile Bulundu!

Başlığın konuyla hiç alakası yok, dikkat çeksin diye attım o başlığı.
Dokunmatik telefonlar, nükleer santraller, atom bombaları, insansız hava araçları, google gözlüğü, gökdelenler, metrolar, hızlı trenler..
Konferanslar, paneller, sertifikalar, cemaatler, ''paralel devlet''ler, faiz oranları yada  kâr payları, kibirli, bencil , yalancı, yetim hakkı yiyen utanmaz siyasetçiler, enflasyon, benzine zam...

2011 yılında Amazon'da bulunan, helikoptere mızrak fırlatan kabilenin çocuğu olsaydın bütün şu saydıklarımdan haberin olmayacaktı.
Bir düşünsene, ben şuan nadir de olsa eve gelen misafirlerimin o deri sandığı koltuğun üzerinde değilde bir kütüğün üstünde oturacaktım.
Senin şuan uyumuş olduğun yatağın bambu yada palmiye ağacının yapraklarından olabilirdi.
Karl Marx'ın bir sözü var; Teknoloji geliştikçe toplum ahlâksızlaşır.
Ne yazık ki Marx amca haklı bu hususta.
Toplum ahlâksızlaştı, değerlerimiz ayaklar altında, kimse aksini iddia edemez herhalde bu durumda.
Teknoloji geliştikçe insanların birbirleri ile kurdukları iletişim bozuklukları artıyor. Teknoloji bize sağladığı yarardan çok zararının olduğunu bir gün fark edeceğiz. Eğer cebinde iphone, dizinde apple varsa şu yazdıklarımla çok geri kafalı bir adam profili çiziyor olabilirim gözünde ve bunun hiç bir mahsuru yok benim nazarımda.
Türkiye'nin en entellektüel insanlarından biri eğer çıkıp ''Teknoloji benden aldıklarını bana geri versin, ben teknolojinin bana  bütün verdiklerini geri vermeye hazırım'' diyorsa oturup düşünmekte yarar var.

Şu dediklerime kanıt istiyorsan sadece sokağa çıktığında 5 dakika insanlar (çevreni) gözlemle yeter. İnsanlar sohbet ederken birbirlerinin yüzüne dahi bakmaz oldu, samimiyetimizi kaybettik.

Fakat illa burada yazılı bir şeyler görmek isteyenler için elbette bir şeyler koyacağım;

''Türkiye'de çocuk işçi sayısı bir milyon. Yüzde 45′i tarım işçisi. Çocuk işçilerinin yarısı okuluna devam edemiyor 2013 de 55 çocuk işçi hayatını yitirdi.
Çocuk Esirgeme Kurumu verilerine göre Türkiye'de her 4 saatte bir tecavüz suçu işleniyor.
2010 yılında 7 bin çocuk tecavüze uğradı, son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 250 bin.''

TÜİK: Cinsel saldırı suçları son beş yılda yüzde 30 arttı.
* Son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılandı. Fakat hiçbiri ceza almadı.
* Tecavüze uğrayanların yüzde 50’si 18 yaş altında. Bunların yüzde 90’unu kız, yüzde 10’unu oğlan çocukları oluşturuyor.

Arkanı yaslanıp bir düşündüğünde ne kadar çok acı olduğunu görebiliyor musun?
Göremiyorsan rahat yaşıyorsun yada görmek istemiyorsun, ilgilenmiyorsundur yada...
Sabah evinden çıkıp akşama kadar inşaatta çalışan Hüseyin abinin evine ekmek götürebilme derdi hiç aklına bile gelmiyordur, yada meyhanede içip içip eve gelen Rıfkı'nın eşi Naciye ablanın evlere temizliğe gidip çocuklarını şu hayatta bir yerlere gelebilmesi uğruna çektiklerini göremiyorsun, İstanbul'un o ara sokaklarında dilenen insanlıktan haberin yok.
Çünkü merhametin körelmiş, çünkü öleceğini hiç hesaba katmıyorsun, tıpkı bir kölenin sahibine itaat ettiği gibi sende sisteme itaat ediyorsun, çevrende neler olup bittiğinin farkında bile değilsin.
CV düzme derdindesin yada akşam kafeye gidip karı kız kesme derdindesin.
Hangi marka ayakkabı olsam, Pierre Cardin'in şalını mı yoksa Vakko'nun eşarbını mı alsam diye bir derdin var senin.
Hayatta çektiğin en büyük acı ergenlik sivilcelerini sıkarken duyduğun acı.

Şuan saat 05:55 ve canım o kadar sıkkın ki anlatacağım bir Allah'ın kulu yok. Sırf bu yüzden yazdım bu yazıyı, birilerinin burada yazdıklarımla kafasının dank edeceğini sanarak yazmıyorum artık.
Merhametimizi ve insafımızı git gide daha çok kaybediyoruz.
Onları kaybettikçe insanlığımızı yitiriyoruz.
Sevmeyi bile unuttuk toplum olarak.
Ne kadar kötü.