27 Eylül 2015 Pazar

Amerikan Bayrağı Yakıyorduk?

Bu zamana kadar yaptığım gibi yine sorumluluk duygusuyla yazıyorum. Bu yazıyı yazmak yaklaşık 3 saatimi aldı ve para falan kazandığım da yok. Üstelik keyifle de yazmıyorum. Yazarken fedakârlık yaptığımı düşünüyorum. Sonuçta ben şuan bir talebeyim (öğrenci değil). Uğraşmam gereken işlerim var ve şuan saat 03:02 Türkiye saatine göre. Bosna'da ise 02:02 oluyor.

Neyi baz alarak ve ne uğruna yaşadığımız çok önemli. Allah'ın ayetlerini ve hadisi şerifleri hayatımızın merkezine oturtarak yaşamaktan başka çaremiz yok Müslümanlar olarak. Dikkatimizden kaçan bir şey var ve bu yazı ile dikkatinize sunmak istiyorum bunu.


Hayatı boyunca CV düzmek, kariyer yapmak, bir iş, bir ev ve bir de araba hayali kurmaktan öte hayaller taşımayan insanların elbette anlayamayacağı bir mesele bu. Çok basit gibi görünen ama hiçte o kadar basit olmayan bir konu ile ilgili bir mesele. Canımı sıkan, beynimi kemiren bir mesele...

Müslümanların en ciddi konulara bile bu kadar duyarsız kalmalarına, bu kadar umursamaz olmasına anlam veremiyorum.
Bizim evde küçükken Mete Han'ın bir portresi vardı ve annem doğru değil diye duvara asmamıza izin vermezdi, tabi bunun neden böyle olduğunu yıllar sonra anladık. Meğer eve rahmet melekleri girmiyormuş...

''% 99'unun Müslüman olduğu ülkede...'' diye başlayan cümleler kuruyoruz ya hani evet %99'unun kültürel olarak Müslüman olduğu ülkede gördüğüm bazı manzaralar beynimi kemiriyor. Onlardan biri de bu:

Bu fotoğrafı geçen yaz mağazaya girip özellikle bu tişörtden ne kadar var diye gittiğimde çekmiştim.
Amerikan, İngiliz bayraklı, haç işaretli, kadın figürü içeren, insan silüeti olan tişörtler giyiyor insanlar. Bu kıyafetlerle camiye girenler dahi var.
''Ne yani girilemez mi?''
Hayır güzel kardeşim giririlmez! Bu kıyafetlerle ibadet etmek doğru değil.
Amerikan bayraklarının yakıldığı bir dönemden Amerikan bayraklı tişörtler giydiğimiz döneme nasıl geldik biz? Bu başlı başına ayrı bir yazı konusu elbette fakat düşünmekte yarar var.
Amerikan bayrağı ile camiye girilir mi? Eğer girilebilir olduğunu düşünen var ise, onlar için söz söyleme zahmetine girmeyeceğim.
Fakat benimle ''evet Amerikan bayrağı ile camiye girilemez'' düşüncesini paylaşıyorsanız yolumuz müşterektir.

Gelelim bu meselenin farklı bir versiyonuna...
Yazın bir çok insanın üzerinde Amerikan bayraklı tişörtler görmüştüm. Tabi bu sadece yazın olmuyor, kışın da insanlar Amerikan bayraklı kıyafetler bulup giyiyorlar. Yazın bir ağabeyin bakkalında sohbet ediyorduk ve içeri bir genç girdi. Tişörtünde de haç işareti vardı. Kendimi tutmadım ve uyardım ''kardeş tişörtünde haç işareti var'' dedim. O ise ''o bir ülkenin bayrağı'' dedi. ''Evet Norveç'in bayrağı ama haç işareti işte o'' dedim, hiç bir şey demedi ondan sonra.

Bu da Norveç bayrağı

Üzerinde haç işareti olan sembollerle insanların namaz kıldığını biliyor musunuz?


Barcelona forması ile namaz kılan çocukları, adamları elbette görmüşüzdür değil mi? Peki o amblemde ne var?


Peki ya Milan forması?
Görüyorsunuzdur eminim ki o haç işaretini.
Barcelona ve Milan formasıyla namaz kılınmaz!
Evet aslında yazının başlığını ''Barcelona formasıyla namaz kılınmaz'' koyacaktım fakat böyle daha iyi oldu.


Adamın arkasında şeytanı simgeleyen bir yüz ve ''Tanrı meşgul size yardımcı olabilir miyim?'' yazıyor
Allah kabul etsin yani ne diyelim...


Haç işaretine secde ediyoruz farkında bile değiliz.


Bu da Mustafa Kemal'li seccade. Allah kabul etsin.


''True Religion'' ''Doğru din'' diye bir pantolon markası, ambleminde de Buda heykeli var ve insanlar bunu giyiyorlar. Anlatabiliyor muyum? ''Doğru din'' yazan pantolon kıçımızdayken Allah'a ibadet etmek de ne demek?

Haç Hristiyanlara ait bir semboldür. Bu bakımdan haç takan bir insan ben müslümanım diyorsa bu insan kâfir olmasa bile yaptığı şey doğru değildir. İslâmın benimsemediği bir fiil yapmış olur. Bundan dolayı bir Müslümanın haç takması caiz değildir güzel kardeşim.
Eğer bu şekilde yaşıyorsak itikadımızı gözden geçirmemiz gerek. Bu konulara dikkat etmemiz gerekiyor. Allah muhafaza.
İnsanlara artık bazı şeyler normal gelmeye başladı. İnsanlar ne giydiklerini önemsemiyorlar, ne yediklerini de ve bu bana kahredici geliyor.

Burada ayet ve hadislerden başka size deliller de sunabilirim. Irak'ta, Afganistan'da ve daha bir çok yerde Müslümanları katleden bir ülkenin bayrağını üzerinize nasıl yakıştırıyorsunuz? Amarikalıların bu dünya üzerinde yaptıklarını anlatmama gerek yok herhalde...
Amerikan bayrağından mayolar bikiniler görmüşsünüzdür ama Türk bayrağından hiçbir zaman göremeyeceksiniz, bu mümkün değildir. Adamı kurşuna dizerler!

Peygamberimiz döneminde sahabeden Adiyy b. Hatim boynuna takılı altın bir haçla Peygamberimizin yanına girince, Peygamberimiz de ona: “Adiyy! At o putu” dedi.” (Tirmizî, Tefsîr’ul-Kur’ân, 10 )

Ayrıca Peygamber Efendimizin şu hadislerini de unutmamak gerekmektedir:

“Kim bir kavme benzerse artık o onlardandır.” (Ebu Davud, Libas, 4)

“Bizden başkasına benzeyen bizden değildir.” (Tirmizi, İsti’zan, 7)

 "İçerisinde resim, cünüb ve köpek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez."(Ebu Davud, Taharet 90, Libas 48; Nesai, Taharet 168)

"Melekler, içerisinde köpek ve timsaller (resimler, suretler, heykeller) bulunan eve girmezler."(Buhari, Libas 92; Müslim, Libas 102)

Bu hadisler ışığı altında bu yazıyı devam ettirecek olursak Amerikan bayrağı ile, haç işaretleriyle namaz kılınmayacağını ve hatta kâfirlere, gevurlara benzememek için bu sembollerden bu işaretlerden uzak durmamız gerektiğini söyleyebiliriz.

Amerikan bayrakları yakılıyordu bir zamanlar bu ülkede fakat şimdi genci yaşlısı Amerikan, İngiliz bayraklı kıyafetler giyip geziyorlar. Bunun ne manaya geldiğini anlayabiliyor musunuz? Kâfirlere neden özenmeye çalışıyoruz?

Kaçış Edebiyatı ve Dervişler

Bir çok insan her şeyi bırakıp çekip gitmekten söz ediyor fakat bunu göze alan 1 kişi gördüm, tanıdım.
Şehir hayatını terketmek öyle her baba yiğidin harcı değil. Hem nereye gidiyorsun öyle her bir şeyi kenara bırakıp?

"Çekip gidesim var uzaklara...''
Bu cümleyi ağzına sakız edenlere bitiyorum zaten.

Evet arada şehir insanı boğuyor ve insanlar kaçmak istiyorlar birbirlerinden, şehrin gürültüsünden, metrodan, egzoz dumanından, kalabalıktan...
Kimselerin olmadığı yerlere, bazen çöllere, bazen o masmavi denizlerin olduğu sahillerine, bazen ise doğanın içine, kendisine kaçmak istiyor bazen insanlar.

Fakat dur daha üniversiteyi bitirip KPSS'ye gireceksin, yüksek puan alıp işi başlayıp kariyer yapacaksın, ayıp ayıp. Bari ayak yapma! Modayı takip ediyordun deli gibi? Trendler falan ne oldu?
Üşümeyi göze alıyordun şık görünmek uğruna? Kıçın donuyordu başkalarına güzel görünmek için ne oldu ambalaj çocuğu?
En son çıkan telefonu kullanıyordun? Daha elindeki eskimeden çıkacak yeni modelin hayalini kuruyordun ne oldu?
Sistemin köpekliğini yapmak için her naneyi yiyorsun ama kaçmak istiyorsun öyle mi? Senin bunu söylemeye hakkın yok güzel kardeşim. Aklında en ufak sistemin dışında kalmaya dair bir niyetin yok hala kaçmaktan söz ediyorsun. Utanmak bir gün moda olsa utanır mısın?

Hani bir kişi gördüm kaçıp giden demiştim ya, o çocuk üniversiteyi bırakmıştı 4 yıl önce. Dağ bayır ülke ülke dolandı ve Ukraynalı bir kızla evlendi, hatta baba oldu. Boşanmış, sonradan öğrendim...
O çocuk hala kaçıyor, kendisine ahşap hobbit evlerinden olan evlerden mi ne yapmaya çalıştığını duydum en son. Kaçtı adam ve hâlâ daha kaçıyor.
Kaçıp gidecekmiş uzaklara şehrin insanı, ovalar yaylalar falan, bağından üzüm yemek ancak bayram tatillerinde mümkün sana.

Herkes zaten filmin sonunda can veren kahramanın yerine kendini koyup imrenir fakat kimse orada filmin tam da sonunda ölmeyi göze alamaz. Senin kaçma isteğin de aynen öyle güzel kardeşim.
Vitrinperest yaşayacaksın ama sağda solda kaçış edebiyatı yapacaksın ha...
Sen o baygın sevgilerin adamısın, kaçamazsın.
Kafanı yastığa koyduğu anda uyuyorsan zaten hiç kaçmaktan falan bahsetmemelisin.
Kaçmak için bu dünyaya sırt çevirmek, toprağı öpebilmek gerekir, yokuşu çıkmayı göze almak gerekir.

Kına yakmak bile moda olmuş lan ne kaçması? Üniversiteli muhafazkar kızlar mezuniyet kınası yakıyor lan! Ninelerimiz annelerimiz yakardı o kınayı eskilerden, her türlü değerimizi moda yapıp ayaklar altına alıyor şerefsizler.
Adam BMW'ye biniyor elinde iphone 6 var, kaçacakmış.
Bu kaçış edebiyatı yapanlar en fazla gece 23:30 falan olduğunda "hadi ben kaçtım" diye twit atıp uyurlar.
O yüzden azıcık samimi ol, azıcık. Ayakkabılarından bile anlıyorum samimiyetsizliğinizi, yüzünüzdeki çizgiler, kullandığınız kelimeler, gittiğiniz mekanlar her şeyiniz sizi ele veriyor.

Bir de derviş edasıyla takılanlar var onlara da bitiyorum. Yine elinde babasının parasıyla aldığı iphone, altında yine baba parasıyla aldığı araba, ama derviş. Baba parasına vurgu yapmamın sebebi var sayın okuyucu, fakat kendi paranızla da böyle lükse kaçıyorsanız yine hedefimsiniz kusura bakmayın. Ama baba parasıyla utanmadan yanındaki Müslüman kardeşine hava atıyorsan, kasıla kasıla çıkarıp masaya bırakıyorsan o telefonu bil ki gece gündüz sövüyorum sana.
Zaten böyle markarlı giyinip pahallı telefonlar, lüks takılanların çoğu hayatta hiçbir baltaya sap olamamış, pısırık, konuşmayı dahi bilmeyen, toplum içinde söz sahibi olamayan bebelerin işi. Ne yapsın çocuk? Her açığı 2-3 bin liralık telefonla, kıçındaki 400-500 TL'lik pantolonla, ayağındaki gıcır gıcır ayakkabı ile kapatabileceğini sanıyor. Kapanmıyor be kardeşim. Anlıorum her şekilde sığır olduğunu, valla bak.

''Derviş'' Farsça bir kelime lan ve manası da yoksul-fakir demek.
Jeep'e, Mercedes'e binen ''derviş'' olur mu hiç?
Elinde bin TL'lik, 2 bin TL'lik telefonla gezen adamdan derviş mi olur güldürmeyin lan kendinize.
Peygamber aşkından bahseder bir de bunlar var ya...
Peygamber efendimizin (SAV)'in ömrü açlıkla geçti, vefat ettiğinde zırhı bir Yahudi'de rehindi, mutfağında bir avuç arpası dahi yoktu.
Kaçacakmış, dervişmiş...


Not: Bu yazı 3 Mart 2015'te ''KAÇIŞ EDEBİYATI'' adıyla yayınlanmıştı, tazelenip tekrar okuruna sunuldu.

Yavşak Ensonhaber

''Taraftar değil haberciyiz'' sloganı ile haber yaptığını sanan, hürriyeti ''hürriyet porno işine de girdi'' diye haber yapan ve aşağılayan ensonhaber'in hürriyet'ten hiçbir farkının olmadığını sizlere göstermek için aylardır biriktirilişmiş haber başlıklarıyla yazılmış bir yazıdır.
Ensonhaber'in bşaında Milli görüş kökenli Serkan Kalemciler diye bir zat bulunmaktadır ve AKP sempatizanıdır kendisi.
Bu adamlara burada hakaret etmeyeceğima ama bu adamlar her türlü küfürü hakediyor. Hakaret etmeyeceğim çünkü bana karşı olası açılaabilecek davalar olmasını istemiyorum. AKP yanlısı oldukları için kesin kazanacaklardır. Bu ensonhaber zihniyetinin ahlaksızlığını ortaya koymak istiyorum sadece. Bu yavşaklık bilinsin istiyorum...
Fotoğrafları sansürleyemedim hepiniz hakkınızı helal edin
Başlıyoruz.
Ensonhaber'in künyesi...
Bu Serkan Kalemciler ile aramızda zamanında geçen bir diyalog.
serkan kalemciler
yavşakensonhaber künye
Hürriyet'e laf eden ensonhaber'in ne olduğunu birazdan hep birlikte göreceğiz...
hürriyer porno
hürriyet porno 2

Hürriyet'e laf eden Ensonhaber'e bakın şimdi...
yavşakensonhaber40
yavşakensonhaber 24
yavşakensonhaber
yavşakensonhaber2
yavşakensonhaber7

yavşakensonhaber1
yavşakensonhaber9
yavşakensonhaber11

AKP'nin akil adamları bunlar...
yavşakensonhaber5

yavşakensonhaber34

yavşakensonhaber33
1 - Kopya
2 - Kopya
bakna_3267 - Kopya
yavşakensonhaber24
yavşakensonhaber23
ensonhaberyaşvak

yavşakensonhaber10
yavşakensonhaber4
sapık haber sitesi

yavşakensonhaber22
yavşakensonhaber16
yavşakensonhaber17
yavşakensonhaber12
Bunun gibi daha yüzlerce örnek var elimde, bunun gibi binlerce haber yapıldı emin olun ve her gün bu şekilde haber giriyorlar. Allah rızası için bu adilere hadlerini bildirin. Benim elimden gelen sizleri uyarmaktır.
Bu adamların AKP'yi savunmasının tek sebebi tanınır olmaktı, tanınır olmak için de iktidardan yana tavır almak, başbakanın uçağına, cumhurbaşkanının uçağına binmek gerekiyordu. Bu adamlar tanınır oldular artık. Türkiye'nin en fazla tıklanan haber sitelerinden biridir bu site. Bu adilere prim vermeyin. Her tıklanılan haberden para kazanıyorlar bunlar. Mümkün mertebe az girin bu siteye.
Tepkinizi twitter'dan facebook'tan bu adamlara koyun lütfen. Azıcık dahi olsa bu adamlarda islami hassasiyet yok bakmayın AKP'yi savunmalarına.
Allah rızası için tepkimizi koyalım.

Geliyorum Diyen Tehlike: Referandum 2030?

Dünyada bazı bölgelerde gerçekleşen hadiselerin benzerleri Türkiye'de de gerçekleşti gerçekleşiyor. Fakat öyle bir şey var ki, ağır ağır geliyordu son 10 yılda, sessizce geliyordu. Özellikle son 3 yılda ise bu geliş hızlanmaya başladı.


Önce İskoçya'nın bağımsızlığı için yapılan referanduma değinmekte yarar var. Konumuz sonradan Katolonya olacak ve Katalonya üzerinden bir temel atmaya çalışacağım. Sonra asıl konumuza geleceğiz.
Hatırlayın geçtiğimiz sene İskoçya'da referandum yapılmıştı. İskoçya'nın İngiltere'den ayrılması konusundaki referandumda 3,619,915 geçerli oydan 1,617,989 ile %44.7 evet oyu çıkarken 2,001,926 ile %55.3 hayır oyu çıkmıştı. 3,429 (%0.09) geçersiz oy vardır ve toplam oy veren seçmen sayısı 3,623,344'tü. 

İngiltere elbette bölünmeye müsade etmeyecekti. Fakat İngiltere'nin referanduma müsade etme hamlesi, ileride başta Avrupa olmak üzere Ortadoğu ve Rusya'daki özerk yapıların ya da özerklik kazanabilecek yapıların hazırlanması ve bağımsızlığına kavuşabilmesi için bir kıvılcım niteliği taşıyordu.
Yıllardır demokrasi pazarlanmaya çalışılıyor. ''Madem özgürlük, madem insanların yönetimde söz sahibi olması, o zaman bırakın insanlar kendi kararlarını versin'' diye pazarlayacaklar bu işi dünyaya.
Gelelim Katolonya'ya; 31 Aralık 1979'de İspanya'da özerkliğini ilan etmişti. Katalonya'nın nüfusu yaklaşık 7.5 milyon. İspanya nüfusunun %16'sı ediyor.
Katalonya özerk yönetim hükümeti tarafından geçtiğimiz Haziran ayında yayınlanan ankette, Katalanların yüzde 42.9'unun bağımsızlığa "evet" dediği, yüzde 50'sinin "hayır", yüzde 7.1'inin ise "çekimser" davrandığı görülmüştü.
Katalonya'nın İspanya'dan ayrılması Avrupa'daki dengeleri değiştirecektir hiç kuşkusuz fakat sadece Katalonya değil mesele...
Bosna Hersek'in içindeki Sırp Cumhuriyeti'ni muhakkak bilmeyenlerimiz vardır. Sırp Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti aynı değildir. Bosna Hersek'in içinde özerk Sırp Cumhuriyeti bulunmaktadır başkenti Banja Luka olan. Sırbistan'ın ise başkenti bildiğiniz gibi Belgrad'tır.
İspanya'daki tek özerk bölge Katalonya değildir, 17 tane özerk bölgeden oluşmaktadır İspanya. Katalonya, en çok sorun olan ve özerklik isteyen yerdir. Mesela; Aragona, Asturias, Balear Adaları, Kastilya ve Leon, Endülüs gibi özerk bölgeler de vardır.
Hatta çoğu insan bilmez Madrid bile özerk bir bölgedir.
Avrupa'da bir karışıklık olduğu takdirde Avrupa'nın param parça olması içten bile değildir. Bugün AB'nin başkenti olarak kabul edilen Belçika bile 2'ye bölünme tehlikesi yaşıyor.
Mesele İtalya'daki Don Vito Carleone'nin memleketi Sicilya'da özerk bir bölgedir, yaklaşık 5 milyon nüfusu vardır.
Sırbistan'da da Voyvodina diye bir özerk bir bölge vardır, yaklaşık 2 milyon nüfusu var bu bölgenin.

Katalonya halkı, vergilerinin İspanya’nın geri kalanı için kullanılmasından rahatsız olduklarını ifade ediyordu yıllarca. Bağımsızlık istemelerinin en büyük nedenlerinden biri de budur fakat bizim için böyle bir şey gerçeli değil tabi ki.
Nerede ne kadar kaçakçılığın yapıldığını hepimiz az çok biliyoruz.
Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Artur Mas’ın öncülüğünde Kasım 2014’te düzenlenen halk oylaması İspanyol hükümeti ve Anayasa Mahkemesi’nin engellemesine takılmıştı. Yasa dışı kabul edilen referandumda halkın çoğunluğu “Avrupa Birliği içinde bağımsız bir Katalonya devletine”, “evet” demişti. Çanlar zaten İspanya için çalıyordu.

Çanlar bizim için de yıllardır çalıyor fakat insanlarımız yarışma programlarıyla, saçma sapan dizlerle, teknolojik aletlerle, yalan haberlerle uyutulduğu için farkına varamadı insanlarımızın büyük bir çoğunluğu.

Bakın bütün bu bilgileri sizlere vermemin bir sebebi var. Bu bölgeler yıllardan beri isimleri ile anılıyor. Türkiye'de özellikle 2007 sonrasında ''kürdistan bölgesi'' sözünü çok duyup okudunuz, böyle bir bölge hakkında tezler yazılacak yazılıyordur da, makaleler yayınlanacak yayınlanıyordur da, TV programları, belgeseler yapılacak ve hep ''kürdistan böglesi'' olarak adlandırılacak. Bu bölgeyi tam olarak belirledikten sonra da sıra özerklik için referandum yapmaya gelecek ve kaçınılmaz son.
Türkiye geneli yapılmayacaktır bu referandum, ''kürdistan bölgesi'' diye adlandırılmaya çalışılan, belirlenmeye çalışılan bölgede yapılacaktır. Fakat yapılmış olsa ''yeter artık, yeter ki kurtulalım şunlardan!'' deyip ''Evet Kürdistan ayrı bir devlet olmalıdır'' diye sorulduğunnda ''EVET'' cevabını verebilecek insanların ne kadar çoğaldığının da farkındasınızdır eminim. 
Dünya siyaseti kürtlere demokratik, lakik bir devlet verecektir bu kaçınılmaz görünüyor. Dünyada yaklaşık 20-25 milyon kürt nüfusu var. Kürtler devleti olmayan en büyük nüfusa sahip topluluk. Dünya siyaseti er ya da geç kürtlere bir devlet verecektir ve bu devlet taşeron görevi görecektir.

Bu haber de var: Barzani Almanya'da

7 Mayıs 2015'te Barzani Amerika'daydı ve bir açıklama yapmıştı.
Amerika'nın Sesi:  ''Bağımsız Kürdistan Yolda'' demişti,  Barzani'nin demeci için tıkla.

Barzani 2 yıl içinde Kürdistan'ı ilan edecek haberi için tıkla.

Mesut Barzani 2014'te Fransa Cumhrubaşkanı Hollande ile görüşmüştü isteyen araştırsın bulsun bunun kaynağını...

Bunlar gibi onlarca kaynak aktarbilirim size fakat bunlar yeterli. Barzani Avrupa'yı ve Amerika'yı son 2 yıldır deli gibi dolaştı. Uluslararası destek almak zorunda çünkü. Eğer ülkenin bağımsızlığını ilan ettiğinizde ülkenizi tanıyan devletler yoksa bir hiçsiniz. Şunu belirteyim; 53 bağımsız Afrika ülkesinin 46’sıyla diplomatik temsilcilik kuran Çin geçen yıllarda Tayvan’ın bağımsızlığını tanıyan 9 Afrika ülkesiyle kestiği ilişkilerini 2000’li yılların başında yeniden kurdu. Mesela Tayvan’ın bağımsızlığını tanıyan Fas Krallığı’na karşı Batı Sahra’nın bağımsızlığını tanıyarak cevap verirken bugün her iki ülke ortak karara vardılar ve Fas Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu kabul ederken, Çin de Batı Sahra’nın Fas’ın idaresinde olmasına rıza göstermektedir. Şunu demek istiyorum: Çin Tayvan'ın uluslararası arenada tanınmaması için her türlü dümeni çeviriyor. Yani: bağımsızlığını ilan ettiğiniz ülkeyi tanıyan yoksa o ülke mülke değeri görmüyor. Örnek: KKTC.

Yaklaşık 10 yıl içinde referandum iyice dillendirilmeye başlanacak. Böyle gidersek 15 yıl içinde de referanduma gidilebilir. İnsanlarımız zaten iyice alışacaklar bu duruma, alıştırılmaya başlanalı 10 yılı geçti. İnsanlar rahat rahat PKK sempatizanı Ahmet Kaya'yı dinleyebiliyorlar mesela, kimsenin zoruna gitmiyor bu... Bu duruma itiraz eden yok.
PKK'lılar 2 aydır İstanbul sokaklarında cirit atmıyorlar mıydı? Habur rezaleti yaşanmadı mı bu ülkede? Memleketin ne kadar yazarı çizeri varsa bu tabloyu ''umut'' olarak ele almamışlar mıydı? Güzel şeyler oluyor diye pazarlamamışlar mıydı bizlere?
Kamyonlarımızı yakmadılar mı?
Ormanlarımızı yakmadılar mı bunlar?
Elektiriğin, sigaranın, benzinin, mazotun, her türlü teknolojik aletin kaçakçılığını yapmadılar mı?
Besledik kargayı ve oymakta gözümüzü.
''Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
bakın yaklaşıyor...''



25 Eylül 2015 Cuma

AK Parti'nin Seçim Şarkısı Neden Yasaklandı?


Ak Parti geçen sefer seçim reklamlarında Türk bayrağını kullanmıştı, daha evvel de İstiklal Marşı'nı kullanmışlardı hatırlayın ve doğal olarak da yasaklanmıştı.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağının ve İstiklâl Marşı'nın herhangi bir siyasi parti tarafından propaganda aracı olarak kullanılması yasaktı. Sizce bu reklamları yapanlar bilmiyorlar mıydı yasak olduğunu? Elbette biliyorlardı.

Bakın bunu bilerek yapıyorlar ve reklamları 2 kat daha fazla izleniyor. Son seçimde işe yaramadı ama bu bir taktiktir...
''Ak partinin reklam videosu",
"Ak partinin reklamı yasaklandı",
"İşte yasaklı reklam" diye de haberler yapıldı,
"Ak partinin tık rekoru kıran yasaklı reklamı" diye de...

Yasaklı şey daha fazla dikkat çeker her zaman ve birden çok kez haberinin yapılmasına neden olur.
''Haydi bismillah'' diye seçim şarkısı yaptılar.
Bu şarkıda besmelenin geçmesinden ötürü bu şarkı da yasaklandı, bunu da bilinçli olarka yaptılar. Adamların medya gücü var ve bunu kullanıyorlar. Besmeleden şarkı yapılmasına ise diyecek lafımız yok zaten. Mitinglere ellerinde Kur'an ile çıkarlar, miting öncesi Kur'an okuturlar şehidlerimiz için okuduk derler sonra da şarkıcıları çıkıp şarkı söylerler... Böyle bir zihniyet var karşımızda...



Sırf ''CHP Bismillaha karşı'', ''MHP'den besmeleye itiraz'', ''CHP bismillaha karşı çıktı'' tarzında haber yapabilmek için bu taktiklerle psikolojik olarak saldırıyorlar.
MHP'den İsitiklal Marşı'na itiraz, MHP'den Türk Bayrağı'na itiraz tarzında haberler yapılmıştı geçen sefer bayraklı reklamda. Bir çok insan haber başlıklarına bakmakla yetiniyor ve bu haber manşetleri, başlıkları insanların bilinç altına işliyor.

Daha evvel de bu tarz taktikleri uyguladılar ve uygulamaya da devam edecekler ta ki CHP'liler ve MHP'liler akıllanana kadar. Bu tür taktikler bizim ülkemize AK Parti ile birlikte geldi. Bu taktikler dış ülkerlerde başta Amerika'da olmak üzere kullanılıyordu. CIA zekası işlerdir bunlar, bilmiyor değiliz.

Sıffin savaşı geliyor aklıma.
Allah sonumuzu hayr eylesin.