Bir çok insan her şeyi bırakıp çekip gitmekten söz ediyor fakat bunu göze alan 1 kişi gördüm, tanıdım.
Şehir hayatını terketmek öyle her baba yiğidin harcı değil. Hem nereye gidiyorsun öyle her bir şeyi kenara bırakıp?
"Çekip gidesim var uzaklara...''
Bu cümleyi ağzına sakız edenlere bitiyorum zaten.
Evet arada şehir insanı boğuyor ve insanlar kaçmak istiyorlar birbirlerinden, şehrin gürültüsünden, metrodan, egzoz dumanından, kalabalıktan...
Kimselerin olmadığı yerlere, bazen çöllere, bazen o masmavi denizlerin olduğu sahillerine, bazen ise doğanın içine, kendisine kaçmak istiyor bazen insanlar.
Fakat dur daha üniversiteyi bitirip KPSS'ye gireceksin, yüksek puan alıp işi başlayıp kariyer yapacaksın, ayıp ayıp. Bari ayak yapma! Modayı takip ediyordun deli gibi? Trendler falan ne oldu?
Üşümeyi göze alıyordun şık görünmek uğruna? Kıçın donuyordu başkalarına güzel görünmek için ne oldu ambalaj çocuğu?
En son çıkan telefonu kullanıyordun? Daha elindeki eskimeden çıkacak yeni modelin hayalini kuruyordun ne oldu?
Sistemin köpekliğini yapmak için her naneyi yiyorsun ama kaçmak istiyorsun öyle mi? Senin bunu söylemeye hakkın yok güzel kardeşim. Aklında en ufak sistemin dışında kalmaya dair bir niyetin yok hala kaçmaktan söz ediyorsun. Utanmak bir gün moda olsa utanır mısın?
Hani bir kişi gördüm kaçıp giden demiştim ya, o çocuk üniversiteyi bırakmıştı 4 yıl önce. Dağ bayır ülke ülke dolandı ve Ukraynalı bir kızla evlendi, hatta baba oldu. Boşanmış, sonradan öğrendim...
O çocuk hala kaçıyor, kendisine ahşap hobbit evlerinden olan evlerden mi ne yapmaya çalıştığını duydum en son. Kaçtı adam ve hâlâ daha kaçıyor.
Kaçıp gidecekmiş uzaklara şehrin insanı, ovalar yaylalar falan, bağından üzüm yemek ancak bayram tatillerinde mümkün sana.
Herkes zaten filmin sonunda can veren kahramanın yerine kendini koyup imrenir fakat kimse orada filmin tam da sonunda ölmeyi göze alamaz. Senin kaçma isteğin de aynen öyle güzel kardeşim.
Vitrinperest yaşayacaksın ama sağda solda kaçış edebiyatı yapacaksın ha...
Sen o baygın sevgilerin adamısın, kaçamazsın.
Kafanı yastığa koyduğu anda uyuyorsan zaten hiç kaçmaktan falan bahsetmemelisin.
Kaçmak için bu dünyaya sırt çevirmek, toprağı öpebilmek gerekir, yokuşu çıkmayı göze almak gerekir.
Kına yakmak bile moda olmuş lan ne kaçması? Üniversiteli muhafazkar kızlar mezuniyet kınası yakıyor lan! Ninelerimiz annelerimiz yakardı o kınayı eskilerden, her türlü değerimizi moda yapıp ayaklar altına alıyor şerefsizler.
Adam BMW'ye biniyor elinde iphone 6 var, kaçacakmış.
Bu kaçış edebiyatı yapanlar en fazla gece 23:30 falan olduğunda "hadi ben kaçtım" diye twit atıp uyurlar.
O yüzden azıcık samimi ol, azıcık. Ayakkabılarından bile anlıyorum samimiyetsizliğinizi, yüzünüzdeki çizgiler, kullandığınız kelimeler, gittiğiniz mekanlar her şeyiniz sizi ele veriyor.
Bir de derviş edasıyla takılanlar var onlara da bitiyorum. Yine elinde babasının parasıyla aldığı iphone, altında yine baba parasıyla aldığı araba, ama derviş. Baba parasına vurgu yapmamın sebebi var sayın okuyucu, fakat kendi paranızla da böyle lükse kaçıyorsanız yine hedefimsiniz kusura bakmayın. Ama baba parasıyla utanmadan yanındaki Müslüman kardeşine hava atıyorsan, kasıla kasıla çıkarıp masaya bırakıyorsan o telefonu bil ki gece gündüz sövüyorum sana.
Zaten böyle markarlı giyinip pahallı telefonlar, lüks takılanların çoğu hayatta hiçbir baltaya sap olamamış, pısırık, konuşmayı dahi bilmeyen, toplum içinde söz sahibi olamayan bebelerin işi. Ne yapsın çocuk? Her açığı 2-3 bin liralık telefonla, kıçındaki 400-500 TL'lik pantolonla, ayağındaki gıcır gıcır ayakkabı ile kapatabileceğini sanıyor. Kapanmıyor be kardeşim. Anlıorum her şekilde sığır olduğunu, valla bak.
''Derviş'' Farsça bir kelime lan ve manası da yoksul-fakir demek.
Jeep'e, Mercedes'e binen ''derviş'' olur mu hiç?
Elinde bin TL'lik, 2 bin TL'lik telefonla gezen adamdan derviş mi olur güldürmeyin lan kendinize.
Peygamber aşkından bahseder bir de bunlar var ya...
Peygamber efendimizin (SAV)'in ömrü açlıkla geçti, vefat ettiğinde zırhı bir Yahudi'de rehindi, mutfağında bir avuç arpası dahi yoktu.
Kaçacakmış, dervişmiş...
Not: Bu yazı 3 Mart 2015'te ''KAÇIŞ EDEBİYATI'' adıyla yayınlanmıştı, tazelenip tekrar okuruna sunuldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder