20 Ekim 2013 Pazar

KCK Nedir? ''Çözüm Süreci'' PKK'nın KCK'laşması.

AKP ile APO arasındaki anlaşma şu şekildedir: Kürtleri KCK modeli ile Türkiye'nin etkisi altına almak. Yani PKK bitmiyor ROLÜ değiştiriliyor yada dönüştürülüyor.
Çözüm süreci'' adı altında yapılan görüşmeler sonucunda 3. İmralı seferinden beklenen açıklama geldiğinde Öcalan iti şöyle diyordu...

''Hedefimiz tüm Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Yapacağım çağrı çözümün askerî ve siyasi bütün ayaklarına dair doyurucu bilgiler içeriyor olacaktır. Silah meselesini de hızla ve zaman kaybetmeden, bir tek can dahi yitirilmeden çözmek istiyorum. Bütün bunların pratikleşmesi için yüce bir iradeyi temsil eden parlamentonun ve siyasi partilerin sunacağı desteği çok değerli buluyorum. Geri çekilmenin hızla gerçekleşmesi ve barışın kalıcı hale gelmesi için ümit ediyorum ki parlamento da aynı hızla üzerine düşen tarihî misyonun gereğini yapacaktır.''

Burada sorulması gereken sorular şunlar Öcalan Meclis’ten ne umuyor?
Meclis PKK çekilsin diye kanun mu çıkaracak yoksa komisyon kurup çekilmeyi mi denetleyecek?
Daha da önemli olanı;
Meclis PKK’yı muhatap alıp komisyon kurar ve PKK da silah bırakmazsa, Türkiye’nin PKK ile yaptığı mücadelenin hukuki temeli çökmüş olmaz mı?
Yani Meclis’in muhatap aldığı bir PKK artık terör örgütü olmaktan çıkacağına göre, eğer PKK vazgeçer, süreç başarıyla sonuçlanmazsa, ulusal ve uluslararası planda, PKK ile hangi gerekçeyle ve nasıl mücadele edilecek?

Hükümet çevreleri Öcalan eski pozisyonundan geri adım attı, özerklik istemiyor diyor medya olayı ballandıra ballandıra anlatıyor.
Peki, gerçek böyle mi?

Öcalan’ın her yaptığı açıklamalara bakılırsa 2009’da yazdığı yol haritasının adım adım uyguladığı görülüyor. Yol haritasında sunduğu model de temel argümanlar da aynı. Hatta Öcalan bir isim de bulmuştu: Demokratik Çözümün Ad Düzeyinde Somutlaştırılması: KCK.

Öcalan itinin 2009 yol haritası için tıkla.

Yani bize KCK dolmasını başka adlar altında pazarlamayı düşünüyorlar.

Öncelikle KCK'nın ne bok olduğunu bu milletin bilmesi gerekmektedir. Bir kaç madde ile KCK'yı anlatmaya çalışacağım.

KCK nedir?

Kürdistan Topluluklar Birliği, (Kürtçe: Koma Civakên Kurdistan, KCK) PKK bünyesinde faaliyet gösteren bir örgüt.
PKK örgütünün yasama meclisi olarak kabul ettiği KONGRE GEL'in 17 Mayıs 2005 tarihinde Ortadoğu ve Avrupa'dan katılan 213 delegesinin katılımı ile kabul edilen "KCK sözleşmesi" ile kurulmuştur. Sözleşmede KCK, demokratik toplumcu ''konfederal'' bir yapı olarak tanımlanmıştır.
Türkiye'de 2009 yılında bu yana örgüte yönelik çeşitli operasyonlar düzenlenmektedir..

Birden çok devletin sınırlı, ortak ve belirli bir amacı gerçekleştirmek amacıyla bir araya getirdikleri devlet modelidir konfederal devlet.
PKK ve AKP Ortadoğu'da Kurt-Turk Konfederal Sistemde anlaşmışlar gibi gözüküyor. PKK'nın istediğini vermişler gibi gözüküyor.

Olayın daha iyi kavranabilmesi açısından bir örnek vermek istiyorum konfederasyona.
Federasyon devleti olan Yugoslavya'nın son iki üyeleri Sırbistan ve Karadağ idi ve bu ülkeler 2003 yılında Sırbistan ve Karadağ adında bir konfederasyon devletine dönüştü. Ama 2006 yılında bu konfederasyon iki üye ülkenin sonunda yollarını ayırıp bağımsız olunca son buldu.

Eğer hükümet bu konuda anlaşmışsa ileride bölünme kaçınılmaz gibi gözüküyor.
Zaten 21 Mart 2013 tarihinde Diyarbakır'da yaşanılan rezalet Büyük İsrail'in kurulmasındaki adımlardan biriydi. İsrail'in istihbarat teşkilatı MOSSAD'ın PKK'ya desteğini biliyor(um)-uz.
Bugün ise tarih 22 Mart 2013 İsrail tarihinde ilk defa bir devletin başbakanından özür diledi.

Bugün ana dilde savunma hakkı talep eden, PKK-KCK (Kürdistan Komünler Birliği) 25 Mayıs 2007’de yürürlüğe koyduğunu açıkladığı 46 maddelik KCK sözleşmesinin 5. Maddesinde; “Kürdistan’da doğup yaşayan veya KCK sistemine bağlı olan herkes KCK vatandaşıdır” deniliyor. Bireyler bunu kabul etmek zorundadır, “ihanet ve teslimiyet” cezalandırılacaktır!
Cezalandırmayı 27-30. maddelerde düzenlenen “yargı erki” içinde “halk mahkemeleri” yapacaktır.

KCK sözleşmesinden bir kaç madde daha paylaşmak istiyorum;

Madde 2- Koma Ciwaken Kürdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği)  demokratik, toplumcu-konfederal bir sistemdir. Devlet olmayan örgütlenmiş, demokratik, siyasal ve toplumsal bir organizasyondur.

Madde 3- Amblemi, yirmi bir ışından oluşan sarı güneş içinde kırmızı yıldızdır. Bayrağı, yeşil zemin üzerinde, içinde kırmızı yıldızın yer aldığı yirmi bir ışınlı sarı güneşten oluşur. Ebadı ayrı bir yönetmelik ile belirlenir.

Madde 15- Yüksek Adalet Divanı: Kongra Gel tarafından KCK yurttaşları arasından seçilen yedi asil, dört yedek üyeden oluşur. KCK sözleşmesinin yargı alanında uygulanmasını sağlamak, sözleşmeye aykırılık durumlarını gidermekle görevlidir. KCK yargı sistemindeki tüm mahkemelerin en üst temyiz merciidir.

Görmüş olduğunuz gibi KCK boyu yönetmelikle belirlenen bayrağı, Yargıtay’ı olan epeyce Türkiye Cumhuriyeti’ne benzeyen bir çeşit devlet modelidir. KCK Sözleşmesi de bu devletimsi yapının anayasasıdır.

Bizim Türk basınında çıkan haberlerde, KCK için genellikle; “PKK’nın şehir yapılanması”, “PKK’nın sivil uzantısı”, “PKK’nın gizli sivil kuruluşu” vb. ifadeler kullanıldı.

Bazı köşe yazarlarının görüşleri de şu şekilde:

Ruşen Çakır: “KCK örgütü, iddiaya göre, yasadışı Kürt siyasi hareketiyle (PKK) yasal olan BDP (DTP) arasında köprü vazifesi görüyor.” (Vatan, 28.12.2009)

Oral Çalışlar: “KCK, bir bakıma ‘PKK’nın yasal alana adapte olması çabası’ olarak adlandırılması mümkün olan bir oluşum. PKK’nın dağdan indirilmesi, bir geçiş sürecini gerektiriyor. KCK’nın da bu çerçeve bağlamında değerlendirilmesi mümkün.” (Radikal, 25.12.2009)

Cengiz Çandar: “Gözaltına alınan veya tutuklananların KCK’lı olduğu kanıtlansa bile onların hemen tümü kapatılmış DTP’nin ve yeni kurulmuş BDP’nin üyeleri. KCK-PKK ilişkisi, büyük ölçüde Sinn Fein-IRA ilişkisini andırıyor. İngiltere hükümeti, Sinn Fein’i muhatap alarak sonuçta IRA’yı silahsızlandırmayı başarmıştı.” (Radikal, 26.12.2009)

İşte, PKK’ya ait yayın organlarından bazı alıntılar:

“KCK önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki tecrit koşulları ve DTP’nin kapatılması, Almanya’nın birçok kentinde protesto edildi.” (Yeni Özgür Politika, 18.12.2009).

“KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan; ‘Kürt gençliğinin yönü dağlar olmalı, gerilla saflarına akın edilmeli, saflara katılım olmalıdır. Ya halkımızın iradesine sahip çıkmak üzere geliştirilen kitlesel eylemlere öncülük etmek üzere katılmalı ya da dağlara çıkarak özgürlük zeminlerinde gerilla saflarında yerini almalıdır.’ dedi” (Fırat Haber Ajansı, 14.12.2009)

“KCK Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Cemil Bayık; ‘Kürt iradesi, Kürt kimliği yasal olarak kabul edilmedikçe PKK’nın dağdan inmeyeceğini’ söyledi.” (Fırat Haber Ajansı, 20.10.2009)

“KCK Yürütme Konseyi üyesi ve Halk Savunma Merkezi Başkanı Duran Kalkan; ‘Her an daha büyük patlamalar olabilir, hatta ayaklanmalar bile gündeme gelebilir.’ dedi.” (Fırat Haber Ajansı, 24.12.2009)

“Kandil – KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, AKP hükümetinin ‘açılım’ adı altında geliştirmeye çalıştığı planın Kürt hareketini tasfiye amaçlı olduğunu açıkladı” (Fırat Haber Ajansı, 08.12.2009)

Örgüt yayınlarında da açıkça itiraf edildiği gibi, PKK lideri ve yöneticileri ile KCK lideri ve yöneticileri aynı kişiler. PKK’nın faaliyet merkezi ile KCK’nın faaliyet merkezi aynı, yani Kandil. PKK yöneticileri olan şahısların KCK adına yaptıkları açıklamalarda da şiddet savunuluyor ve gençler eylem yapmaya çağrılıyor.
Ee bu KCK'lılar PKK'lılar ile aynı, hani bunlar barışçıl ve sivil bir oluşumdu?

Hükümet Apo'nun 2009'daki planını uygulamaya koymuştur.
AKP ile APO arasındaki anlaşma şu: Kürtleri KCK modeli ile Türkiyenin etkisi altına almak. Yani PKK bitmiyor ROLÜ değişiyor, dönüştürülüyor.
Plan şu Suriye ve TR'deki Kürtler KCK modeli ile TR'nin etkisi altına alınacak. Buna Apo demokratik konfederalizm diyor AKP yeni misakı milli.

Son 2 haftada 50 den fazla KCK sanığı bırakıldı. Türk esirler serbest bırakıldı bir gün sonra da zaten bir sürü KCK'lı tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişlerdi.
PKK meşrulaşıyor demiştim ya sana aha işte bunlar gerçekleşiyor.

Türkiye'nin yeni vizyon için Ortadoğu'da daha geniş bir savaşa girme ihtimalini sakın unutmayın!

Gelin her şeyi sıradan gidiyor farz edelim.
Akp barış getirmek istiyor Apo itini muhattap olarakta olsa,
Mhp süreci desteklemiyor, Ergenekon diye bi örgüt ve birileri süreci baltalamaya çalışıyor, Chp'de her kafadan bir ses çıkıyor..
Patlayan bombalar süreci desteklemek için, birlik beraberliği engellemek için, barışı bozmak için...
Peki ya böyle değil de şöyleyse;
Konfederasyon sisteme geçip Musul-Kerkük petrolünden bize pay verilirse ve hatta Musul ve Kerkük'ü bize verirlerse...
Eyalet (başkanlık) sistemine geçilirse...
PKK-BDP destek verecektir başkanlık sistemine.

Erdoğan başkan olursa, Türkiye eyaletlere bölünürse, bölge Kürdistan adını alabilir ilerleyen dönemlerde bu dediklerim olursa...
Bize verilen ömür yeter mi bilmem ama 45-50 yıl sonra içinde de Kürdistan bağımsız ülke statüsüne geçebilir.
70-80 yıl sonra da Büyük İsrail'e dahil olacaktır eğer böyle giderse...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder